10 Haziran 2015 Çarşamba

Ankara gezisi

Sevgili okurlar ilk olarak bu kadar uzun süre yazmayı ihmal ettiğim için hepinizden çok özür diliyorum. Biliyorum takip edenler, bir an önce yazı paylaşmamı bekleyenler var. Final haftası ardından toplanma derken çok uzun zaman geçti. Bu bir gezi yazısı olacak ve Ankara'dan bahsedeceğim. Finallerim bitince toplanıp Bursa'dan Ankara'ya geçtim. İki gün önce de memleketime, Malatya'ya, geldim. Bu kısa girişten sonra hadi Ankara'ya bakalım :)

Ankara'da yaşayan arkadaşım Büşra'nın yanına gittim. Çok vaktim olmadığı için çok gezemedim. Gezdiğim yerleri anlatmaya çalışacağım. İlk olarak Ankara diyince akla ilk gelen yerlerden biri olan Kızılay'dan başlayalım. Ankara'ya gidince Kızılay sokaklarında kendinizi o akışa bırakmalısınız. Kızılay'da yer alan Karanfil Sokağı bilmeyen yoktur. Çok beğenerek gezdiğim bir yer oldu. Alkolsüz mekan bulmak biraz güç olsa da manzaralı bir cafede oturup arkadaşlarınızla o anın tadını çıkarmalısınız.

Bir sonraki durak Atakule. Atakule'ye gittik ama maalesef tadilat nedeniyle kapalıydı çıkış yoktu. Biz de alt tarafında yer alan Botanik Parkta yeşillikler arasında dolandık. Ardından Cinnah denen caddeden yürüyerek Kuğulu Parka ordan Tunalı Hilmi Caddesine ordan Tunus'a ve Kızılay'a geçtik. Evet bütün bu yerleri yürüyerek gezdik.

Ertesi gün Kolej metro istasyonundan yürüyerek Kurtuluş Parkına ordan yürüyerek Hamamönü'ne gittik. Hamamönü restore edilmiş binalar arasında kumda kahvesiyle meşhur birçok cafeler bulunan şirin bir yer. Buranın yukarısında yer alan Ankara Kalesine geçtik tabi ki yürüyerek :) Bütün Ankara'yı keyifle izleyebileceğiniz bir yer. Yürüyerek Ulus'a geçtik. Ulus'un arka sokakları "Burası Ankara mı ya?" dedirtecek derecedeydi. Ulus'a gelmişken Gençlik Parkına uğramadan dönmek olmazdı.

Dediğim gibi kısıtlı vaktimiz olduğu için buraları gezebildik. Bu saydığım yerleri sizler de gezmelisiniz ve size önerim şu ki yürümeyi seviyorsanız yürüyerek gezin bizim gibi. Hem daha fazla yer görmüş oluyorsunuz hem de daha keyifli oluyor benden söylemesi :) Artık daha fazla yazı paylaşabileceğimi düşünüyorum takibinizi bekliyorum.
                                           
                            İyi gezmeler :)

2 yorum:

  1. Türk kültürünün kendinden evvel gelmiş medeniyetlerden kalan şeylerle bu kadar canlı surette rastgele karıştığı, haşır neşir olduğu pek az yer vardır. Kalede ve onun eteğine serpilmiş mahallelerde Türk velileri Roma ve Bizans taşlarıyla sarmaş dolaş yatarlar. Dedelerimizin mezarlarından çıkan yeşillikler, hangi itikatların etrafında yontuldukları belli olmayan çok eski taşları kendi rahmaniyetleri ile yumuşatırlar; burada kerpiç bir duvardan İyonya tarzında bir sütun başlığı veya arkitrav fırlar, ötede bir türbe merdiveninin basamağında bir Roma konsülünün şehre gelişini kutlayan kadim bir taş görünür, daha ötede bir çeşme yalağında eski bir lâhdin bakantaları gülümser. (7-8)

    Ankara kalesi bu akşam saatinde bana bir milletin, tarihinin ne kadar uzun olursa olsun, birkaç ana vak’anın etrafında dönüp dolaştığı, birkaç büyük ve mübarek rüyaya, yaratıcı hamlenin ta kendisi olan bir imanın devamına bağlı olduğunu bir kere daha öğretti. (20)
    Tanpınar/Beş Şehir/Ankara

    Yazının bildirimini alır almaz hemen Beş Şehir'den sürekli erteleyip durduğum kısımları okudum. Tanpınar'ın bakış açısını seninkiyle harmanladım. Ankara'ya uğrarsam göz atacağım iki kaynağım oldu. Paylaşımın için teşekkürler. Herkese selam. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Blogumu ilgiyle takip ettiğin, bu güzel yorumun ve yorumunda Tanpınar'a yer verdiğin için ben teşekkür ederim hacercim :)

      Sil